Dumanlı
Boş bir metro vagonundayım... Saat on iki oldu-olacak. Kafam hafif dumanlı, Öyle ki adımı sorsalar düşünürüm. Uykuyla uyanıklık arasında, Başımı geriye yaslayıp, Bir yandan geçtiğimiz lambaları sayarken, Diğer yandan günün yorgunluğunu göz kapaklarımda taşıyorum. Aslına bakarsan yalnız değilim vagonda... Sezen de benimle yolculuk ediyor, Dudağımda uçuşan mırıltılarıyla... Sonra bir ah çekiyorum içimden. Tüm dünyanın kokuşmuş elemini içime çekip, Yılgınca bırakıyorum. Dudaklarımdan bir cümle şaha kalkıyor; Ah Ünzile ah! Bir anda tüm Ünzileleri düşünürken buluyorum kendimi. Hepsi mahzun, Hepsi solgun, Hepsi susuyor... Daha da diplere dalıp, Kadın olmak ne zor diyorum... Ama daha fazlası gelmiyor. Tıkanıp, utanıyorum. O esnada bir kadın sesi yetişiyor imdadıma; "Gelecek istasyon Levent!"






